Kürt Alevileri Nerede Yaşar? Bir Yolculuğun Hikayesi
Kayseri’nin Sıcak Sokaklarında Bir Yürüyüş
Kayseri’nin sıcak sokaklarında yürürken, bir yandan çocukluğumun hatıralarını anımsıyor, bir yandan da içimde birikmiş o duygusal karmaşayı bir kenara bırakmaya çalışıyordum. Hava sıcak, ama benim içimde başka bir sıcaklık var. Biraz gerginim, biraz huzursuz. Düşüncelerim bir anda kayboluyor, yerini bir soru alıyor: Kürt Alevileri nerede yaşar?
Bunu sorarken, aklıma ilk olarak bir kaç yıl önceki o akşam geliyor. Ailemle birlikte bir akraba ziyaretindeydik. Ziyaretin yapıldığı yer Kayseri’nin kenar mahallelerinden biriydi, o zamanlar pek fazla gitmediğim bir bölgeydi. O akşam, hem sıcak yemekler, hem de kalabalık aile ortamı beni sarhoş etmişti. Ama bir yanda da bir eksiklik hissi vardı; kendimi biraz yabancı hissediyordum. O gece bir şeyler sormak istedim, ama bir türlü soramadım.
Geceyi geçirdiğimiz evin hemen yakınında, birkaç aile daha yaşıyordu. Gözlerimi bir noktada, evlerin pencerelerinden çıkan ışıklara odakladım. Arka sokaklardan gelen bir ses, dikkatimi çekti. Hemen anlamıştım, o sesin içinde bir tını vardı ki, bana tanıdık geliyordu. Bir yanda Türkçe, bir yanda Kürtçe konuşan insanlar… ama bir başka dilden, bir başka ses de vardı: Alevilik. O an, bir yere ait olmanın ne kadar zorlayıcı ve aynı zamanda ne kadar güçlü bir his olduğunu düşündüm.
Alevilik ve Kürtlük: İki Kimlik, Bir Arada
Bir anda kafamda şimşekler çaktı. Kürt Alevilerinin yaşadığı yerleri bir türlü somutlaştıramıyordum. Ama bir şeyler var, bir şeyler eksik. Kayseri’nin merkezinden uzaklaştıkça, o eksiklik her geçen dakika daha belirginleşiyordu. Herkesin içinde bir parça kaybolmuşluk vardı. Hem bir kimlik arayışı, hem de bir bağlılık duygusu.
Kürt Alevilerinin yaşadığı yerler derken, aslında sadece coğrafi bir bölgeyi kastetmiyorum. Bunu daha içsel bir yere koyuyorum. Kayseri’nin arka sokaklarında, göçmenlerin yaşadığı mahallelerde, bir köyde ya da metropolde fark etmez, onların izi her zaman var. Kendisini gizleyen bir tarih, bir kültür, bir acı ve tabii ki bir umut.
Kayseri’nin dış mahallelerinde belki de ilk kez karşılaştığım bu durum, bana çok şey düşündürttü. Bir halkın, iki kimlik arasında sıkışmış bir şekilde yaşaması… Bu gerçekten zor bir şey. Çünkü bir tarafta kendini, başka insanlarla eşit görmen gerekirken, diğer tarafta farklı kültürler, farklı inanışlar seni bazen dışlar, bazen kabul eder. Bu karmaşa, belki de Kürt Alevilerinin yaşadığı yerlerin bir nevi yansımasıdır.
Herkes Birbirine Yabancı, Ama Bir O Kadar Yakın
Zamanla, Kayseri’deki farklı mahallelere yapılan ziyaretlerim arttıkça, bu sorunun cevabını daha net görmeye başladım. Kürt Alevilerinin yaşadığı mahalleler, dışarıdan bakıldığında pek de dikkat çekici değildi. Ama o mahallelerin içinde farklı bir yaşam vardı. İnsanlar sessizdi, ama aralarındaki bağlılık her şeyden fazlaydı. Yani, aslında yaşamları, bir kimlik arayışı ve kökleri bulma mücadelesiyle şekilleniyordu. Bir yanda güçlü bir geleneksel kültür, diğer yanda modern dünyanın talepleriyle yüzleşen bir topluluk…
Zamanla, kendi içimde büyüyen bu sorunun cevabını bulduğumda, bu defa Kayseri’deki başka bir akraba evinde bir akşam yemeği daha yiyorum. Bu defa, mahalle biraz daha sessiz. Sokak lambalarının altındaki gölgeler daha belirgin. Yavaşça, sohbet ederken gözlerim yine o seslere takılıyor. Ancak bu sefer başka bir şey fark ediyorum; insanlar artık birbirlerine daha yakınlar. Herkes birbirini anlıyor, kimse bir diğerini dışlamıyor. Evet, farklı bir kimlik ve inanç var ama bu, insanların birbirinden uzaklaşmasına neden olmuyor. Bilakis, onları daha da yakınlaştırıyor.
Kürt Alevilerinin yaşadığı yer, aslında tek bir yer değil. Sadece Kayseri’nin arka sokakları ya da başka şehirlerin kenar mahalleleri de değil. Her nerede yaşarlarsa yaşasalar, kendilerine ait bir alan yaratıyorlar. Hem geçmişin izlerini taşıyor, hem de geleceğe umutla bakıyorlar. Çünkü kökleriyle, kültürleriyle, inançlarıyla güçlü bir halk var karşınızda.
Köklerden Bir Yola Çıkmak
Bir süre sonra, Kayseri’nin kenar mahallelerine adım attıkça, bu yerleri daha çok sevdiğimi fark ettim. Burası bana bir şeyler öğretmişti. Herkes birbirini tanıyordu ama aynı zamanda, her biri kendi kimliğiyle yaşıyordu. Kürt Alevileri, kendi dünyalarında varlıklarını sürdürüyorlardı. Belki de bu, onların en büyük gücüydü: Bir arada, sessizce ama kararlı bir şekilde yaşamak.
O akşamın sonunda, başka bir geceyi geçireceğimiz evde, pencereden bakarken, içimde bir huzur oluştu. Bir kimlik meselesi değil, bir yaşam meselesiydi bu. Bu topluluğun yerleştiği yerlerin, sadece coğrafi sınırlarla sınırlı olmadığını çok iyi anladım. Bu yerler, belki de yalnızca insanların birbirine ait olduğu, kimliklerini bulduğu ve geleceğe umutla baktığı yerlerdir.
Böylece, Kürt Alevilerinin nerede yaşadığına dair cevabımı buldum. Aslında, onlar her yerde yaşıyorlar. Ama en çok da kendi kalplerinde.