İçeriğe geç

Eski libas gibi sözleri kime ait ?

“Eski Libas Gibi” Sözleri Kime Ait?

Merhaba sevgili okur, bugün birlikte halk şiiri ve türküler dünyasında yer etmiş bir eser üzerine bilimsel bir merakla eğileceğiz: Eski Libas Gibi Aşığın Gönlü. Bu sözleri kimin yazdığı, hangi yöreden geldiği ve edebî değerini anlamaya yönelik bir inceleme olacak — herkesin anlayabileceği bir dilde, ama aynı zamanda kaynaklara dayalı. Hazırsanız başlıyoruz.

Eserin Kökeni ve Yazarı

Kim söylüyor, kim yazdı?

“Eski Libas Gibi…” sözleri yaygın kaynaklara göre halk edebiyatı şairi Aşık Seyrani’ye atfedilmektedir. ([turkulistem.com][1]) Ayrıca türkü formunda farklı yörelerde derlemeleri yapılmıştır — örneğin Sivas, Divriği yöresi kaynaklı bir derleme olduğu bilgisi mevcuttur. ([Okuryazar][2]) Yani bu eser tam olarak “tek bir bestecinin ve yazanın” ürünü değil; halk kültüründe dolaşmış, derlenmiş, yorumlanmış bir çalışmadır.

Yöresi ve Derlemesi

Türkû kitabelerinde bu türkü için Kayseri / Bünyan – Adnan Türközü – Adnan Ataman gibi kaynaklara işaret edildiğini görüyoruz. ([Türkü Sözleri – Türkü Hikayeleri][3]) Ayrıca Sivas / Divriği yöresi olarak da kayıtlar var. ([Okuryazar][2]) Bu çeşitlilik, halk müziği ve halk şiiri eserlerinde sıkça görülen “yöreden yöreye farklı varyantlarla yayılma” durumunu bize gösteriyor.

Bilimsel Analiz: Edebî, Kültürel ve Sosyolojik Yönleri

Edebî özellikler

Eserde yer alan “eski libas gibi aşıkın gönlü / Sö­küldük­ten sonra dikilmez imiş” gibi dizeler güçlü bir mecaz kullanımı barındırıyor. “Eski libas” (yıpranmış giysi) benzetmesiyle gönlün kırılganlığı ve onarılamazlığı anlatılıyor. Bu tür mecazların halk şiirinde uzun bir geçmişi vardır; duyguların gündelik nesnelerle ilişkilendirilmesi, halk şiirinin karakteristik özelliklerindendir.

Ayrıca derlemeye bakıldığında, “pulat gibi bükülmez imiş” gibi ifade özgün bir kelime olarak dikkat çekiyor — pulat: çelik anlamında halk dilinde kullanılan bir terim. Böyle bir ifade, şairin coğrafi ve toplumsal bağlamında köklenmiş bir dil kullanımını gösteriyor. ([Çalakalem][4])

Kültürel ve sosyolojik bağlam

Bu türkü, aşk, ayrılık, gönül kırılması gibi temaları işliyor. Ancak halk şiirindeki bu temalar yalnızca bireysel duyguları değil, toplumsal ve kültürel kodları da açığa çıkarır. Örneğin “her güzelin kahrı çekilmez imiş” dizesi, güzel olarak nitelenen varlığın yalnızca dış güzelliğiyle değil, içsel acılarıyla da ilişkilendirildiğini gösteriyor. Bu, güzellik ile kader arasındaki halk bilgesine dayalı ilişkiye işaret eder.

Bilimsel olarak baktığımızda, halk şiirlerinin fonksiyonu yalnızca estetik değil; bireyi topluma bağlamak, deneyimleri paylaşılabilir kılmak, anonim kültürel hafızayı korumaktır. Bu eser üzerinden bakıldığında, bir yandan çok özel bir “âşık hikâyesi” anlatılıyor gibi, ancak aslında anonim bir halk kaynağı olarak birçok kişinin deneyimine tercüman oluyor.

Derleme ve varyantlar

Eserde farklı derlemeler bulunması, halk müziği ve halk şiiri çalışmalarında sık rastlanan bir durum. Bilimsel çalışmalar, halk edebiyatı eserlerinin sabit bir “yazar/besteci” kimliğine bağlanmasının her zaman doğru olmayabileceğini; aksine eserlerin zaman içinde değiştiğini, farklı seslerle birleştiğini ve folklorik süreçlerden geçtiğini vurgular. Bu bağlamda “Eski Libas Gibi…” türkü-sözünün de bu süreçten geçtiğini söyleyebiliriz: belirli bir şiire dayansa da halkın belleğinde şekillendi, çeşitlendi, yorumlandı.

Niçin hâlâ seviliyor? Nerede bu değeri?

Üç temel nokta öne çıkıyor:

Duygusal evrensellik: Kırılma, terk edilme, sevgiliyle ilişkili duygu yoğunluğu hemen herkese dokunur.

Mecaz gücü: Basit günlük bir nesne olan “elbise”yle gönül durumu arasındaki ilişki yaratıcı ve akılda kalıcı.

Toplumsal hafıza: Eserin yöresel kökenleri, derleme verileri ve halk içinde dolaşmış olması, onu sadece bir şarkı değil kültürel bir taş yapıyor.

Tartışmaya Açılan Sorular

Eserin yazarı olarak Aşık Seyrani belirtiyorsa de, halk derlemelerinde eser anonimleşmiştir; sizce bir eserin “kime ait” olduğu ne kadar önemli?

Günümüzde bu tür eserlerin derlenmesi ve kayıt altına alınması süreci nasıl gelişmeli? Halk kaynaklı eserler hangi ölçütlerle “korunmalı”?

Mecaz kullanımı çağdaş şarkı sözlerine göre nasıl farklıdır? “Eski libas” benzetmesini günümüzde benzer şekilde yeniden kullanılabilir ya da dönüştürülebilir buluyor musunuz?

Sonuç

“Eski Libas Gibi Aşığın Gönlü” sözleri, halk edebiyatının ve halk müziğinin zamana dayanmış bir örneğidir. Yazarı tam olarak net olmayabilir, ancak kaynaklar Aşık Seyrani’ye işaret eder. Eser hem duygusal derinliği hem kültürel kökeni hem de edebî zenginliği ile dikkat çekicidir. Bu yazıda bilimsel bir merakla ele aldık: kökeni, söz dizimi, kültürel bağlamı… Şimdi okumayı bitirdiniz. Siz de yorum yazarak ya da dinleyerek bu eserin sizin için ne ifade ettiğini paylaşabilirsiniz.

Eğer isterseniz bu eserin farklı varyantlarını, yöresel öğretisini ya da notalarını da birlikte inceleyebiliriz.

[1]: “Eski Libas Gibi Aşıkın Gönlü Türküsünün Sözleri | Türkü Listem”

[2]: “Okuryazar – Eski libas gibi aşığın gönlü türkü sözleri – dinle”

[3]: “Eski Libas Gibi Aşıkın Gönlü türküsünün sözleri”

[4]: “Eski Libas Gibi Türküsünün Hikâyesi – Çalakalem”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort
Sitemap
elexbet güncel girişbetexper bahiscasibom